Dijital çağ, eğitim ve öğretim alanında büyük bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Uzmanlara göre bilgi aktarımı ve paylaşımı artan oranda bilgisayar ve internet üzerinden gerçekleşecek.
“Dijital çağ” ile birlikte eğitim alanında yeni ufuklar açılırken, kalıplaşmış öğrenme ve öğretme metotları tarihe karışıyor. “E-öğrenme” gibi bilgisayar ve internetin sağladığı yeni olanaklar, daha çok esneklik ve eğitim alanında daha çok demokrasi sağlayabilir.
Bununla birlikte uzmanlar, dijital çağın sunduğu yeni fırsatlardan daha büyük kitlelerin yararlanabilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesinin önemli olduğuna işaret ediyor. İngiliz e-öğrenme uzmanı Graham Attwell bu süreçte fırsat eşitliğinin sağlanması için adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Attwell, “Ciddi bir boyuta ulaşan dijital dışlanma ve dijital cehalet sorunu ile karşı karşıyayız. Dışlanmışlığı önleyecek yollar bulmalıyız” diye konuştu.
Bilgisayar ve internetin dünya genelinde hızla yayılmasına karşın, temel bilgisayar bilgisine ya da internet erişimine sahip olmayanların oranı da azımsanmayacak boyutta.
İngiliz uzman Attwell, dijital dışlanmayı önleyebilmek için daha ucuz fiyata bilgisayar satılması ve kablosuz internet erişiminin daha geniş bir alana yayılmasının önemli olduğunu belirtti. İngiliz uzman, yaşam boyu eğitimi desteklemek amacıyla kentlerde ve üniversitelerde ücretsiz kablosuz internet hizmeti olması gerektiğini savundu.
Ayrıca Attwell’a göre birçok ülkede elektrik kesintilerinin yanı sıra internet hızı konusunda da sorunlar mevcut. Ve teknoloji alanındaki gelişim ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor.
Uzaktan eğitim programlarının önemi
Leicester Üniversitesi’nde eğitim teknolojileri alanında dersler veren Profesör Gilly Salmon ise birçok sıkıntıya rağmen dijital çağın çok büyük yenilikleri beraberinde getirdiğini vurguladı. Salmon, kendi üniversitesinde sunulan uzaktan eğitim programlarının da klasik üniversite eğitiminden farklı fırsatlar tanıdığına dikkat çekti.
Salmon şöyle konuştu: “Leicester Üniversitesi’nde ağırlıklı olarak master programlarında yaklaşık 7 bin “uzaktan eğitim programı” öğrencimiz var. Hepsi yurtdışından özelikle Ortadoğu, Karayipler ve ABD’den. Sanal eğitim gruplarında hepsi birlikte çalışabiliyor. Örneğin, arkeoloji öğrencilerimiz Second Life yani ikinci yaşam adını verdiğimiz ve eski toplumları yeniden görselleştirdiğimiz programlarda buluşabiliyor.”Bu en yeni trendlerden biri. Kişiler aynı mekânlarda hatta ülkelerde bulunmasalar da, internet üzerinden birlikte öğrenebiliyor. Almanya’da sadece üniversitelerde değil liselerde de dijital eğitime büyük önem atfediliyor.
Geleceğin okulları
Köln-Mülheim Hölderlin Lisesi öğrencisi Martin ise geleceğe ilişkin öngörülerini şu dikkat çekici söylerle aktardı: “Ben gelecekte okullarda, tahta, kitap ve defterlere ihtiyaç kalmayacağına, herkesin kendisine ait diz üstü bilgisayarı olacağına ve eğitimin salt elektronik araçlarla verileceğine inanıyorum. Böylelikle kimse sürekli olarak beraberinde kitap ve defter taşımak zorunda kalmayacak.”